17 Nisan 2013 Çarşamba

MİNYATÜR

Osmanlı minyatur sanatının son parlak dönemi 18. yüzyılın ilk yarısına rastlar. Bu dönemin hükümdarı Sultan 3.Ahmed gerçek bir sanat koruyucusudur. Kendisi de şair ve iyi bir hattat olan Sultan, kitap ve minyatür sanatına büyük bir ilgi göstermiştir. Veziri İbrahim Paşa da kendisi gibi eğlence ve sanata düşkündü Osmanlı tarihinde “Lale Devri” diye anılan bu dönemde (1718-1730) gerçek anlamda Batılılaşma hareketleri başlatılmıştır. Diplomatik ilişkiler sonucu özellikle Fransız saray yaşantısına karşı duyulan özentinin yankıları, mimari ve diğer sanat kollarında az veya çok olarak görülür. 1727 yılında Sait Mehmed Efendi tarafından ilk Türk matbaasının kurulması, elçilikler aracılığıyla gelen yabancı ressamların çalışmaları ve sıkı diplomatik ilişkiler Batı sanatına olan ilginin, artmasına neden olmuştur. Bu verimli sanat ortamı içerisinde minyatür sanatı da önemli gelişme göstermiştir.

18. yy'ın ilk yarısı Osmanlı minyatürünün ikinci ve en parlak dönemi sayılabilir. Dönemin hükümdarı III. Ahmet gerçek bir sanat koruyucusudur. Kendisi de şair ve iyi bir hattat olan Sultan kitap ve minyatür sanatına büyük ilgi göstermiştir. Osmanlı tarihinde Lale Devri olarak anılan bu dönemde (1718-30) gerçek anlamda Batılılaşma hareketleri başlamıştır. Bu dönemde minyatür sanatı önemli bir gelişme göstermiştir. Dönemin en önemli nakkaşı Levni'dir. Asıl adı, Abdülcelil Çelebi'dir (Edirne- İstanbul,1732). II. Mustafa döneminde (1695-1703) Edirne'de nakkaşlık yaptı. Renkli ve renkle ilgili anlamına gelen Levni adı kendisine sonradan verildi. Çelebi unvanı onun okumuş, zarif, saygın bir kişi olduğunu göstermektedir. Levni'nin İstanbul'a III.Ahmet ile geldiği ileri sürülmektedir. İstanbul'da bir nakkaşın yanına girdi. Minyatürün yanı sıra musiki dersleri de aldı. Diploma aldıktan sonra saray atölyelerinde çalıştı ve hayatının sonuna dek Lale Devri'nin en önemli ve yetenekli saray nakkaşı oldu. Aynı zamanda halk şairi de olan Levni'nin 20 kadar şiiri olduğu bilinmektedir. Levni 'Atalar Sözü Destanı' adlı kitabında yalın bir dil kullanmıştır. Bu öğüt destanla her kesime seslenmeyi amaçlamıştır. III.Ahmet için de kasideler yazan Levni vefat ettiğinde Otlakçılar Camii yakınlarına gömülmüştür. Ancak sonraları açılan yollar nedeniyle mezarı kaybolmuştur. Levni'nin ilk büyük eseri Dimitri Kantemi'nin Osmanlı Tarihi'ni anlatan kitabı için II.Mahmut'a kadar 22 padişaha ait portreleridir. Bu resimlerin orijinalleri günümüze gelmediği için kitaptaki gravürlerinden bilgi edinilebilmektedir. Bu portrelerde padişahlar otururken gösterilmiştir. Levni'nin diğer önemli eserleri padişah portrelerinin yer aldığı Silsilename, sünnet düğününü anlatan Surname-i Vehbi'deki minyatürler ve tek tek sayfalar olan murakkalardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder